05 Temmuz, 2020 Gezi
Latin Amerika’da fetih öncesi geleneklerin hala canlı olduğu yerler var. Buralarda eski kayıp medeniyet ve kültürlerin bugün bize tuhaf gelebilecek adetlerine tanık oluyoruz. Prehispanik dönelmeden kalan gelenekler bazen binlerce yıl öncesinden bozulmadan günümüze ulaşmış olabiliyor. Fakat genellikle eski fetihçilerin adet ve inanışları ile uzak kültür ve söylencelerin de katıldığı mükemmel bir karışımdan oluşuyorlar. Bunda Hıristiyan teolojisinin pagan inanışlarıyla uyum sağlama potansiyeli de etkili. Birçok pagan ayini kilisenin himayesinde yapılıyor. Bizdeki türbeler gibi geçmiş çağların kutsal varlıkları bugünün aziz ve azizelerine dönüşebiliyor. İşte bu en renkli ritüellerle sürdürüldüğü için canlılığını koruyor.
Oaxaca, Meksika’nın başkentindeki büyük Aztek kültüründen farklı bir medeniyettir. Burada dağ, deniz, nehir ve orman kültürleri birbirine değmeden binlerce yıl boyunca gelişebilmiş. Bu yüzden tek bir Oaxaca kültüründen bahsetmek mümkün değil.
San Mateo del Mar, büyülü Oaxaca topraklarının Pasifik sahilinde yer alıyor. Haritaya bakıldığında Meksika’nın beli diyebileceğimiz ilginç bir kıvrımda duruyor. Tehuantepec Körfezini birleştiren bir kıstak üzerine kurulu San Mateo del Mar. Yani denizi bölen bir yol gibi uzanıyor.
Coğrafyası gibi burada yerleşik “Ikoot” halkı da çok ilginç geleneklere sahip. Huaves yerlileri de denen Ikoot’lar yaklaşık 20 bin nüfusa sahip farklı bir dil konuşan bir topluluk. Kökenlerinin Nikaragua olduğu düşünülüyor. Oaxaca’nın kuzeyinde egemen “Mixe”ler tarafından bölgeye yerleşmelerine izin verildiği tahmin ediliyor. Fakat zamanla önce Mixe’ler sonra çok daha büyük bir halk olan Zapoteca’lar ve Aztec imparatorluğunun merkezinden gelen Mexica’lar tarafından sıkıştırılınca bu kıstağa kadar göç etmek zorunda kalmışlar.
Ikoot’ların yüzyıllara dayanan mücadelesi geleneklerine ve mitolojilerine de yansımış. Bunların en dikkat çekeni her yıl 23-30 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen San Mateo festivalidir.
Festival Chontal de Huamelula denilen komşu bir halk ile Ikoot’lar arasında gerçekleşen bir savaş efsanesine dayanmaktadır. Efsaneye göre Huamelula prensi Ikoot prensesiyle evlenmekten cayar. Bunu kendilerine yönelik bir aşağılama sayan Ikoot’lar dağların ardındaki Huamelula’lara savaş ilan ederler. 40 gün süren saldırılarda evler, tarlalar her şey yanar. Sonunda prens evlenmeyi kabul eder ve ateşkes ilan edilir. Düğün günü gelip çattığında prensi büyük bir sürpriz beklemektedir. Çünkü Ikoot prensesi dev bir kertenkele ya da bir tür dinazora dönüşmüştür.
Foto: Martín Vargas Aguilar
Festival boyunca yalnızca bu savaş ve kertenkeleye dönüşen prenses miti değil tarihlerinden başka sahneler de canlandırılır. İspanyol fetihçileri, Hollandalı korsanlara karşı verilen mücadeleler gösterilir. Katolik ritüelleri ile Aztek ayinleri birbirine karışır. Bu hatıralarda Endülüs’te Hıristiyanlara direnen Müslümanların izleri bile vardır. Meydanlarda canlandırılan kahramanlar arasında Türk, Siyah, Denizci, Şövalye gibi karakterler vardır.
Foto: Martín Vargas Aguilar
Festival son gün San Pedro Huamelula’da gelinlik giydirilmiş bir timsah yavrusuna kilisede yapılan evlenme töreniyle en keyifli aşamasına varır.
Foto: Martín Vargas Aguilar
0 YORUM